Hutbede, İslam’ın temel esaslarından biri olan namazın, müminin hayatındaki yeri ve önemi vurgulandı. Namazın sadece belirli hareketlerden ibaret olmadığına dikkat çekilen hutbede, onun bir yol haritası ve hayatı istikamet üzere tutan bir ibadet olduğu ifade edildi.
Namazın insanı dünyevi hırslardan, gösterişten ve kötülüklerden koruduğu belirtilerek, "Namaz; huzurun, teslimiyetin ve kulluğun tezahürüdür. Nefsimize terbiye verir, evlerimize huzur katar, sabrı öğretir." denildi.
Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.s) hayatında namazın vazgeçilmez bir ibadet olduğuna dikkat çekilen hutbede, onun hastalığı döneminde bile cemaatle namazı terk etmediği hatırlatıldı. Peygamberimizin, "Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır." ve "İkindi namazını kılmayan kimse, sanki ailesini ve malını yitirmiş gibidir." hadislerine de yer verildi.
Cami ve namazın, bireysel olduğu kadar toplumsal hayata da katkı sağladığı vurgulanan hutbede şu ifadelere yer verildi:
"Camiler; Allah’ın evi, şehirlerimizin kalbi, medeniyetimizin temeli ve toplumsal barışın teminatıdır. Omuz omuza saf tuttuğumuz, kardeşliğimizi pekiştirdiğimiz, ilim ve hikmetle hayatımıza yön verdiğimiz mübarek mekânlardır."
Hutbede ayrıca, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanacak olan "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" hatırlatılarak, bu yılın temasının "Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz" olduğu belirtildi. Camilerin imarında emeği geçen hayır sahiplerine ve din görevlilerine teşekkür edilirken, ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet dileğinde bulunuldu.
Hutbe, Ankebût Suresi’nin 45. ayetiyle sona erdi:
"Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Kuşkusuz namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak en büyük iştir. Allah yaptıklarınızı bilir."