ALKOL: SESSİZ BİR FELAKET

Abone Ol

Toplumun en büyük yaralarından biri ne yazık ki hâlâ yeterince ciddiyetle ele alınmayan alkol bağımlılığıdır.

Oysa alkol, sadece içeni değil, onunla birlikte aynı çatının altında yaşayan herkesi derinden etkileyen, yuvaları yıkan, hayatları karartan bir beladır.

Uyuşturucu madde ile haklı bir şekilde yoğun mücadele verilirken, alkolün göz ardı edilmesi, toplumsal bir ihmaldir. Çünkü alkol, en az uyuşturucu kadar zararlıdır: hem fiziksel hem de ruhsal anlamda bireyleri çökertir, onları sevdiklerine yabancılaştırır ve nihayetinde toplumda onarılamaz yaralar açar.

Alkol kullanan bir bireyin aile yapısına olan etkisi, yalnızca kişisel bir mesele değildir. Alkolik bir birey, farkında olmadan veya çoğu zaman umursamadan, eşine ve çocuklarına psikolojik baskı ve fiziksel şiddet uygular.

Eve sarhoş gelen bir baba, çocuğunun zihninde asla silinmeyecek korku sahneleri yaratır. Geceleri korkuyla uyanan çocuklar, her anahtar sesiyle irkilen eşler, sürekli diken üstünde yaşanan bir hayat... Bu, bir ev değil; travmanın, kaygının ve ne yazık ki çoğu zaman nefretin yaşandığı bir hapishaneye dönüşür.

Bir gencin, babasının alkollü hâlini anlatırken gözyaşlarını tutamaması, bu dramın ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor. "Babam eve geldiğinde saklanacak yer arardık" diyen nice çocuk, bu toplumda büyüyor.

Alkollü bir babanın öfke nöbeti, kırılan tabaklar, bağrışmalar, kapıların çarpılması; bunlar yalnızca bir akşamın değil, bir ömrün ruhsal yükü oluyor. Bu kareler, o çocukların hafızasında donup kalıyor. Sonra da ruh sağlığı yara almış bireyler olarak topluma karışıyorlar.

Alkolün zararı sadece içenle sınırlı değil. Alkol bağımlısı bir birey, ailesiyle bağlarını koparır; sevgiyi, anlayışı, sorumluluğu yitirir.

Alkol, bir babayı çocuğunun gözünde kahraman olmaktan çıkarır. O baba artık rızkı harama yatıran, evde terör estiren, çocuklarının gözünde istenmeyen bir yabancıya dönüşür. İşte bu yüzden alkol, bireysel bir tercih değil; toplumsal bir tehdit olarak ele alınmalıdır.

Uyuşturucu ile olduğu gibi alkolle de kararlı bir mücadele yürütülmelidir. Alkol kullanımını teşvik eden tüm kültürel kodlar gözden geçirilmeli, bilinçlendirme çalışmaları artırılmalı, ailelerin korunmasına yönelik sosyal politikalar güçlendirilmelidir.

Çünkü sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerle inşa edilir. Ruhen sağlıklı bir nesil için, evvela aile içindeki bu görünmez yangını söndürmeliyiz.

Alkol, sadece bir alışkanlık değil; bir felakettir. Ve bu felaket, görmezden gelindikçe büyümeye devam edecektir.