Kamerun'un başkenti Yaoundé'de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'nin 50'nci oturumunda konuşan Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki, İslam ülkelerini Afganistan Merkez Bankası'nın varlıklarının serbest bırakılması ve Afganistan İslam Emirliği liderlerine uygulanan seyahat yasağının kaldırılması konusunda yardım etmeye çağırdı.

'Savaş zamanı davranışların barış zamanına taşınmamasını umuyoruz' diyen Muttaki, 'Ev sahibi bir ülkenin, başka bir ülkenin dışişleri bakanını davet etmek için Birleşmiş Milletler'den izin almaya zorlanması mantıklı mıdır? Böyle bir davranış, egemen uluslararası düzenin adaletini sorgulamaya yol açmaz mı?' diye sordu.

Filistin'de işlenen soykırıma da dikkatleri çeken Muttaki, acil, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması çağrısında bulunarak, 'İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak bu meseleyi çözmezsek ne Allah ne de millet bizi affetmeyecektir.' dedi.

'Batı'nın Afganistan'daki askeri ve kültürel işgali tamamen sona erdi'

Üye ülke bakanlarına ülkesinin son durumu hakkında brifing veren Muttaki, Afganistan'da Batı'nın askeri ve kültürel işgalinin artık sona erdiğini söyledi.

Muttaki, 'On yıllardır Afganistan'da ne yabancı askerlerin ne de iç savaşın var olmadığı bir zamanda, İslam İşbirliği Teşkilatı Bakanlar Toplantısına katılmaktan ve ülkem Afganistan'ı temsil etmekten mutluluk duyuyorum. Batı'nın Afganistan'daki askeri ve kültürel işgali tamamen sona erdi. Ülkedeki anarşi ortadan kaldırıldı ve ülkenin tüm toprakları merkezi, kararlı ve sorumlu bir hükümetin elinde. Afganistan, on yıllar sonra şu anda mutlak güvenlik ve istikrarın tadını çıkarıyor. Yolsuzluk, hükümet kurumlarında ortadan kaldırıldı. Uyuşturucu madde yetiştiriciliği ve ticareti tamamen yasaklandı. Devlet gelirleri, ülkenin ve halkının önceliklerinin gerçekleştirilmesi ve dengeli kalkınma için yönlendirilen merkezi hazineye toplanıyor. Afganistan'ın ulusal bütçesi tamamen iç gelirlerden finanse ediliyor. Afganistan artık ülkenin özgürlüğünü ve istikrarını kazanmış ve kendi ülkesinin istikrarı yoluyla bölgesel istikrara da yapıcı katkıda bulunan bir güvenlik gücüne sahiptir.' diye konuştu.

'İslam İşbirliği Teşkilatı üye devletlerinden ve dünyadaki tüm sempatizan ülkelerden iki talebimiz var'

Afganistan'da on yıllarca süren savaşın büyük sorunlara yol açtığını kaydeden Muttaki, 'Afganistan'ın Merkez Bankası'ndaki milyarlarca dolarlık varlığı ABD tarafından donduruldu, haksız ekonomik yaptırımlar uygulandı ve uzmanlaşmış uluslararası örgütlerde tanınma ve hatta temsil edilme hakkı engellendi. Ayrıca Afganistan, organize bir propaganda savaşının hedefi haline getirilerek taraflı ve kinci raporların konusu oldu.'

Afganistan İslam Emirliği'nin, sorunları çözmek için yorulmadan çalıştığını belirten Bakan Muttaki, bunun sonucunda önemli başarılar elde edildiğini ancak sorunların tamamen üstesinden gelebilmek için İslam İşbirliği Teşkilatı üye devletlerinden ve dünyadaki tüm sempatizan ülkelerden iki taleplerinin bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

'İlk çağrımız; tüm ülkelerin Afganistan Merkez Bankası'nın dondurulan tüm varlıklarının serbest bırakılması, Afganistan ekonomisine yönelik ekonomik yaptırımları ve liderlerine yönelik seyahat yasağının kaldırılması için ciddi çabalar göstermeleridir. Bu yaptırımlar, Afganistan Merkez Bankası'nın görevlerinin askıya alınmasına, Afganistan'ın ekonomik büyümesini ve bölgesel ticaretinin yavaşlamasına, ikili ve çok taraflı ilişkilerin kurulmasının engellenmesine yol açmıştır. Barış zamanının savaş zihniyetiyle ele alınmamasını umuyoruz. Ev sahibi bir ülkenin, başka bir ülkenin dışişleri bakanını davet etmek için Birleşmiş Milletler'den izin almaya zorlanması mantıklı mıdır? Böyle bir davranış, egemen uluslararası düzenin adaletini sorgulamaya yol açmaz mı?

İkinci olarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeleri ve dünyanın diğer ülkelerini, ortak meşru çıkarlar çerçevesinde Afganistan ile ekonomik ve ticari ortaklıklara girmeye davet ediyoruz. Stratejik konumu, geniş doğal kaynakları, rekabetçi ve çalışkan insan kaynakları ile Afganistan; güvenli, ekonomi merkezli, dengeli dış politika ve samimi siyasi irade ile desteklenen bölgesel bağlantı ve yatırım için eşsiz bir fırsattır. Bu büyük fırsatın, ulusal egemenliğimiz ve meşru çıkarlarımız dışında sınırı yoktur.'

'Hem kendimiz hem de dünya için bir barış mesajıyla buradayız'

Muttaki, 'Onlarca yıllık savaştan çıkan bir ülke olarak Afganistan, acı geçmiş deneyimleri unutmak ve karşılıklı meşru çıkarlar temelinde dünya ülkeleriyle yeni ilişkiler kurma konusunda samimi bir kararlılığa sahiptir. Hem kendimiz hem de dünya için bir barış mesajıyla buradayız. Bölge ülkelerine ve dünyaya, topraklarımızın kimseye karşı kullanılmayacağına dair güvence veriyoruz. Son 3 yıldır bu bağlılığımızı pratikte kanıtladık. Benzer şekilde, dünya ülkelerinin Afganistan ile aynı muameleyi karşılıklı olarak görmesini talep ediyor ve onları önceki başarısız deneyimlere dayanan tek taraflı varsayımlar ve analizler yerine yeni gerçeklere dayalı bir anlayışa davet ediyoruz. Afganistan, tüm İslam İşbirliği Teşkilatı üye devletlerine ve dünyadaki diğer ülkelere karşı olumlu bir bakış açısına sahiptir ve herkesten de olumlu bir katılım talep etmektedir.' dedi.

'Filistin sorununa acil, adil ve kalıcı bir çözüm bulmak özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sorumluluğundadır'

Konuşmasında, Gazze başta olmak üzere Filistin genelinde devam eden siyonist vahşetin durdurulması için İslam ülkelerine düşen sorumlulukları hatırlatan Muttaki, bu sorumlulukların yerine getirilmemesi durumunda ne Allah'ın ne de halkın kendilerini affetmeyeceğine vurgu yaptı.

Muttaki, 'Bu örgütün varlık nedenini oluşturan Filistin meselesine değinmezsem büyük bir haksızlık olur. Geçtiğimiz yüzyılda Filistin halkını ve topraklarını yok etmek için yürütülen savaş ve işgalci siyonist rejim tarafından özellikle son bir yıldır Filistin'in ezilen halkına yönelik hızlandırılmış, devam eden kasıtlı, sistematik ve acımasız soykırımı; tarihte eşi benzeri görülmemiş bir durum olmaya devam ediyor. Ancak, bir yıl geçmesine rağmen, egemen uluslararası düzen zalimi dizginleyememekle kalmadı, aynı zamanda onu ezilenlere karşı mali, askeri ve aleni olarak destekledi. Bu durum hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Filistin sorununa acil, adil ve kalıcı bir çözüm bulmak ve çözümü uygulamak için gerekli siyasi iradeyi, koordinasyonu ve yeteneği bulmak, dünyanın tüm sempatizan ülkelerinin, özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sorumluluğundadır. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın üye ülkeleri olarak bu sorunu çözmezsek, ne Allah ne de halkımız bizi affetmeyecektir.' diye konuştu. (İLKHA)