HIV, zamanla AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) hastalığına dönüşebilir. Bu virüs, bağışıklık sistemi hücrelerine, özellikle de CD4 hücrelerine saldırarak, vücudun enfeksiyonlarla mücadele etme yeteneğini zayıflatır. HIV, tedavi edilmezse, yıllar içinde AIDS'e yol açabilir.
HIV virüsü, vücut sıvıları yoluyla bulaşır. En yaygın bulaşma yolları arasında korunmasız cinsel ilişki, kirli iğne ve enjektör kullanımı, kan ve organ nakli gibi işlemler yer alır. Ayrıca, HIV taşıyan anneden bebeğe gebelik, doğum ya da emzirme sırasında da bulaşabilir. Bununla birlikte, HIV virüsü öksürük, hapşırık ya da sosyal temasla geçmez; yalnızca vücut sıvılarının doğrudan teması ile bulaşır.
HIV’den korunmanın en etkili yollarından biri, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmak ve her zaman kondom kullanmaktır. Ayrıca, iğne ve enjektör paylaşımından kaçınılmalı ve kan bağışı yapılırken güvenli kan bağışı merkezleri tercih edilmelidir. HIV taşıyan bir kişiyle yakın temasta bulunmadan önce, düzenli HIV testi yaptırmak ve partnerlerle açık iletişim kurmak da önemli korunma yöntemlerindendir. Ayrıca, HIV ile yaşayan kişilerin tedaviye devam etmeleri, virüsün bulaşma riskini önemli ölçüde azaltır.
HIV'in tedavisi yoktur, ancak antiretroviral tedavi (ART) sayesinde virüsün yayılması engellenebilir ve hastalık ilerlemeden kontrol altına alınabilir. Erken teşhis ve düzenli tedavi ile HIV taşıyan kişiler uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Bu nedenle, HIV testi yaptırmak, erken tanı ve tedavi için kritik öneme sahiptir. HIV ile ilgili farkındalık artırıldıkça, virüsün yayılması ve yanlış anlamalarla mücadele etmek daha kolay hale gelir.