İl Milli Eğitim Müdürlüğünce Diyarbakır Büyükşehir Öğretmenevi'ndeki konferans salonunda düzenlenen programda, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mesajının okunduğu programda, aday öğretmenler yemin etti. Diyarbakır'da terör saldırıları sonucu şehit olan öğretmenler için hazırlanan video gösteriminin yapıldığı programda, şiirler okundu, göreve yeni başlayan bir öğretmen okuldaki ilk gününü anlattı.

Programda konuşan Vali Murat Zorluoğlu, şehit edilen öğretmenleri rahmet ve minnetle yad ettiklerini söyledi.

Diyarbakır'da hafta sonu altın fiyatları nasıl? Diyarbakır'da hafta sonu altın fiyatları nasıl?

Zorluoğlu, programda konuşma yapmak için bir metin hazırladığını fakat bunun yerine yaşanmış bir hikayeyi anlatmak istediğini belirtti.

Bir öğretmenin bir çocuğun hayatına nasıl dokunduğunu somut bir hikaye ile anlatmak istediğini dile getiren Zorluoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "1970'lerin ikinci yarısı. Anadolu'da bir ilde, bir ilçenin ücra bir köyü, 7 çocuklu bir aile ve baba çalışmak için yurt dışına gitmiş. Hikayede kahraman olan tek erkek çocuk, 6 da kız kardeşi var. Okulda birleştirilmiş 3 sınıf var. Hikayenin kahramanı çocuk, üç senesini o okulda okur. Üçüncü senenin sonunda baba aileyi yanına almak ister. Hazırlıklar yapılır, heyecan vardır. İlk kez köyden çıkıp, şehre gidilecek, vize, pasaport...Yaz ayının sonuna doğru İstanbul'a, oradan da babanın çalıştığı Norveç'e gidilecek. İstanbul'da maalesef elim bir kaza olur ve çocuğun annesi vefat eder. Tekrar memlekete geri dönülür, defin işlemleri yapılır. Sonra Norveç'e doğru yolculuk başlar ama amcası çocuğu bırakmaz, 'Yanıma alacağım.' der. Samsun'da bir öğretmen amcadır o da. Çocuk Samsun'da 4. sınıfa başlar. Ama 2-3 ay sonra çocuk Samsun'dan Norveç'e gider ve orada okula başlar. Bir gün eve geldiğinde Rasim öğretmen mektup göndermiş. Öğretmen yazdığı mektupta, 'Yusuf ağabey başın sağ olsun. Büyük bir hadise yaşadın ama çocuğu da yanında götürdün. Orada onun heder olacağından korkuyorum, lütfen onu geri gönder, ben burada onu okutayım, ortaokulu, liseyi de takip edeyim. Bu çocuk Türkiye'ye dönerse çok başarılı olur, çok önemli yerlere gelebileceğine inanıyorum.' der." Bu öğretmenin çocuğu ilkokulda bir yıl okuttuğuna işaret eden Zorluoğlu, ailenin bu ilk mektubu çok dikkate almadığını söyledi. Zorluoğlu, bütün aile yurt dışındayken çocuğun tek başına geri dönmesinin zor bir ihtimal olduğunu dile getirerek, aradan birkaç ay geçtikten sonra aileye benzer mahiyette bir mektup, daha sonra bir mektup daha geldiğini ifade etti. Bu şekilde bir yıl içerisinde 4-5 mektubun aileye ulaştığını anlatan Zorluoğlu, bunun üzerine ailenin çocuğu Türkiye'ye geri göndermeleri gerektiğini anladığını belirtti. 

"Öğretmenin kahraman olduğuna inanıyorum"

Zorluoğlu, yaklaşık 2 yıl sonra çocuğun köydeki babaannesinin yanına gönderildiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Rasim öğretmen çocuğa ilkokul 5 diplomasını verir ve gerçekten söz verdiği gibi çocuğu ortaokula yazdırır. Lise eğitimi boyunca da her zaman bir eli çocuğun üzerinde olmuştur. Çocuk öğretmeninin öngördüğü gibi çok başarılı bir eğitim hayatı geçirir, Türkiye'nin sayılı üniversitelerinden birinden mezun olur. Akabinde iş hayatına girer ve gerçekten de çok başarılı bir noktaya gelir. Burada kahraman çocuk mu, yoksa öğretmen mi? Bunu takdirlerinize arz ediyorum. Ben öğretmenin kahraman olduğuna inanıyorum. Şimdi çocuğu merak ettiniz. İşte o çocuk şu anda Valiniz olarak siz değerli öğretmenlere hitap ediyor. Rasim öğretmenim halen sağ ve kendisi Trabzon Sürmene'de. Trabzon'dayken çok sık görüşüyorduk, şimdi ancak telefonla görüşebiliyoruz. Kendisine uzun, sağlıklı bir ömür diliyorum." 

"Başka hiçbir meslek bir çocuğun hayatına bu kadar etkili bir dokunuş yapamaz"

Birçok öğretmenini hatırladığını, onların hayatına özel dokunuşlarının olduğunu dile getiren Zorluoğlu, bütün öğretmenlerini sevgiyle andığını belirtti. Zorluoğlu, "İnanıyorum ki buradaki birçok öğretmenimiz birçok çocuğa bu ve buna benzer dokunuşlar yapmıştır ve bundan sonra da çok büyük dokunuşlar yapacaktır. Bu manada öğretmenlik mesleğini başka hiçbir meslekle kıyaslama imkanı yoktur. Başka hiçbir meslek bir çocuğun hayatına bu kadar etkili bir dokunuş yapamaz. O bir yıllık sürede bir köy öğretmeni bir çocuğun durumunu anlamış, analiz etmiş, öngörmüş, takip edip, ısrar etmiş ve geri getirtmiş, sonuna kadar da destek olmuş. Bunun karşılığında beklediği tek şey anılmak, aranmak, sorulmak." dedi.

l Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali de konuşmasında tüm öğretmenlerin bu anlamlı gününü kutladığını söyledi. Vali Zorluoğlu daha sonra emekli öğretmenlere hizmet şeref belgesi, Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenen fotoğraf yarışmasında da dereceye giren öğretmenlere ödüllerini verdi. İl Milli Eğitim Müdürü Küçükali ise Vali Zorluoğlu'na mezun olduğu ilkokulun örnek diplomasını hediye etti.

Programda, öğretmenlerden oluşan koro türküler seslendirdi, halk oyunları ekibi sahne aldı.

Programa, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, İl Sağlık Müdürü Mehmet Hakan Pamukçu, öğretmenler ve aileleri katıldı.

Kaynak: AA